Türkiyem yasta. Bir nefes kadar yakın deprem gerçeğini hiç mi önemsemedik. Öyle bir geldi ki; feleğimiz şaştı. 200 Bin kilometrekare yerleşim yerimiz pamuk gibi atıldı.
Müdahalede iktidar sınıfta kaldı. Ortada AFAD, Kızılay, Ordu, Emniyet yok. İlkeli bir koordinasyon sağlanamadı. Emir komuta birliğinin sağlanamaması depremzedeleri bir başına bıraktı. İnsanlar, ömürlerinin en zor günlerinde "Devletini" yanında görmek isterdi. Olmadı. Ama millet olarak bizler yine sığınacağımız, ocağımız devletimizin kucağı biliyoruz. Çünkü devletimiz, Ordumuz, Kızılayımız ve Sivil Toplum Kuruluşlarımız bizim göz bebeğimizdir, yedekleri yoktur.
Milletimiz güven bunalımının içine itilmiş, kaybettikleri yakınlarına mı, susuzluğuna mı, buz tutan bedenine mi, mamasız kalan bebeğine mi, ihtiyacını karşılayacak tuvalet neyine yansın?Yaşamları boyunca vergi veren vatandaş zor günlerinde Hükümetini yanında gecikmeli görebildi. İçi acımaz, umutları kırılmaz mı?
Son iki yılda iki nesil kayıp sayıldı.Biri Korona dönemi diğeri taze yaşamakta olduğumuz büyük felaket sonucu eğitime ara verilmesi öğrenci yurtlarının ansızın kapatılması.Her öğrenim alanları uzaktan öğretimde olacak bir iş mi? Büyüklüğü ne olursa olsun ekonomik kayıpların telafisi vardır ama eğitimin olamaz. Mezunlar; gerçek doktor, mühendis, öğretmen... olamaz.
Bu akıl tutulmasının ülkemizi ortaçağ bataklığına sokacağı neden düşünülemez.Vakit varken ivedice alınan kararlardan dönülmelidir. "Z"kuşağına ihanetin bu kadarı da fazla olmadı mı?
17 Şubat 2023