Eski, yeni diye bir kayıkçı kavgasında iktidar, başımızın etini yiyor. Gözleri kör,kulakları sağır. Milletin feryatlarına tıkalı. 70 Milyon insanımız derin yoksulluk denizinde boğuluyor.
İnsanlarımızın yaşadığı gündemi umut dağıtarak unutturmaya çalışıyorlar. Mevcut Anayasaya uyuyor da yenisini yapacakmış . Sinsice oynanmak istenen oyunun anafikri; elde kalmış 'CUMHURİYET'in",değiştirilemez, teklif dahi edilemez maddelerini de torba yasalarla etkisiz hale sokmak. Bu oyun BEKA meselesidir. Ucu Lozan'a kadar dayanır. O yüzden ipin ucunu sağlam tutmak gerektiğine inanmak istiyorum. Milletin en temel sorunu ekonomi. Mega kentlerde yaşayan vatandaşlarımız neredeyse ev kirasını bile zor karşılıyor. Emeklisinden tutun çalışanların büyük bir çoğunluğu derin yoksullukla boğuşuyor. İkinci bir iş aramayan tek kişi yok. İktidar çözüm yolunu bulmuş. "Sabır" diyor, 2025'e tek haneli rakamları telaffuz ederken; 2026 da her şey düzelecek umudunu dağıtıyor. Bu güne kadar söylediklerinin hiç biri gerçekleşmiş değil. Medyalarından hep eski Türkiye'de ülkeye bir çivi bile çakılmamış, her şey bunlar zamanında yapılmış masallarını utanmadan, yüzleri kızarmadan anlatıyorlar. O eski Türkiye'de yapılan yüzlerce sanayi yatırımlarını sata sata bitiremediniz. 22 Yıllık iktidarınızda torunlarımızın omuzuna 70 yıl ödeyemeceği bir borç bıraktınız. Eserinizle övünün. Sanki Suriye'de zafer kazanmış gibi mangalda kül bırakılmıyor. AKP tabanı öyle bir saplantı içinde ki akla ziyan... Neredeyse Kuzey Suriye'yi vatan topraklarına katmışlar gibi uçuk siyaset yapıyorlar.
Misaki Milli sınırlarımıza sahip çıkalım yeter. Ulus olarak kimsenin toprağında gözümüz yok. Dış politikalarımızda ATATÜRK'ün "Yurtta sulh,cihanda sulh" sözünü gözardı ediyoruz? Bu durumun bizleri dışta zora soktuğunu göremiyoruz. Bilerek mi yapılıyor her şey?Yıllar önce "At izi,it izine karıştı" diye hafızalarımız meşgul edilmişti. Gerçek olarak ülke adım adım soyulmaya, kamu kurum ve kuruluşlarında önlenemez çürümeye yelken açılmış. Yargı, adalet, hak, hukuk; her şey bir kişinin dudaklarına teslim edilmiştir. Parlamento etkisizleştirilmiş, milleti seçilmişler değil atanmışlar yönetmeye başlayınca olanlar olmuştu. Diyorlar ki; AKP ilgili eleştiri yapılmadığı sürece herkese sınırsız özgürlük tanınıyor. Haddini aşan her insan bedelini öder. Bunun anlamı, düşünmeyeceksin, dilek temennilerde bulunmayacaksın.
Toplum üstünde oluşturulmak istenen baskı, şiddet ve zorbalıklar da iktidarı kurtarmaya yetmeyecektir. Dümen maviliklere kırıldı bir kere. Özlenen güneşin ufukta görünmesine az kaldı. Hiç birimizin hata yapma lüksümüz kalmadı. Şayet önümüze gelecek seçim sandığında da mevcut iktidarı değiştirecek güce erişemez isek, torunlarımıza yaşamakta olduğumuz 'acı hayatın' katmerlisini miras olarak bırakacağız. Mezarımızda bile rahat uyuyamayacağız. Bu acı bizlere yetmez mi?