42 yıl önce Muş’a tayinim çıktı.
Kasım sonlarıydı…
Aralık, Ocak derken bir süre sonra her yer kar altında kaldı.
Önce yollar kapandı, ardından birçok köye ulaşım kesildi.
Yaşam her geçen gün daha da zorlaşıyordu ama tüm zorluklara rağmen ne hikmetse (!) elektrikler kesilmiyordu!
Şu an yaşadığım Yeşilovacık’tan 45 yıl önce ayrıldığımda ise elektrik yoktu…
Döndüm hala elektrik yok!
Ama elektrik direkleri dikilmiş…
Yani 45 yıl önce 3-4 metre karın altında bile elektrik kesintisi yaşanmıyorken, günümüzde deniz seviyesindeki bir bölgede sürekli elektrik kesintisi yaşanıyor.
Allah aşkına Ortaçağda mıyız?
Bulunduğum yere 7-8 Km uzakta Akkuyu Nükleer Santral yapılıyor. Bu nedenle Yeşilovacık’ta epey Rus yaşıyor. Çok sık yaşanan elektrik kesintileri yüzünden acaba; “Bu kadarını bilmiyorduk. Türkler gerçekten Ortaçağı yaşıyorlarmış” diyorlar mıdır?
Şimdi TEDAŞ’a, Enerji Bakanlığına, CİMER’e ve bilumum ilgili yerlere soruyorum…
Biz Ortaçağı yaşamak zorunda mıyız?
Son 4 yıldır CİMER dahil, başvurmadığım yer kalmadı.
“Gereken yapılıyor”, “İyileştirme çalışmalarımız sürüyor” şeklinde yanıtlar duymaktan bıktım.
Sözlerin hep lafta kalmasından bıktım.
Yalnız ben değil, tüm Mersin halkı bıktı!
Allah aşkına günde 5 kere “ANLIK ARIZA” olur mu?
Bir keresinde CİMER’e yazdığım şikayete TEDAŞ tarafından, “Anlık arızalar yaşanmıştır. Ekiplerimiz hemen müdahale etmiştir. Söz konusu şahıs bir cihaza bağlı değildir” diye cevap verilmişti.
Zaten ben de başka bir şey söylemedim ki…
Sık sık ANLIK ARIZA yaşandığını söyledim. Ayrıca bir cihaza bağlı olduğumu da belirtmedim.
(İyi ki bir cihaza bağlı değilim. Öyle olsaydı şimdiye kadar çoktan ölmüştüm.)
Ha bu arada, her elektrik kesintisinde 186’yı aradığımda; kanser nedeniyle iç organlarımın alındığını, bu nedenle yüzde 95 engelli olduğumu, kanser tedavisi gördüğümü, soğuk zincirde saklanması gereken ilaçlarım olduğunu ve ilaçların bozulduğunu, ayrıca kalp ve akciğer hastası olduğumu da belirtiyorum.
Daha ne olmasını bekliyorsunuz?
186’yı aradığınızda, “Konuşmalarımız kalite standartları gereği kayıt altına alınmaktadır” deniyor…
Konuşmalar kayıt altına alınıyor diye, 186 ile yaptığım her görüşmede elektrik kesintilerini uzun uzun anlatıyorum. Zaman zaman sert ifadeler de kullanıyorum ama sanıyorum konuşmalar dinlenmiyor!
Sonuçta DEREBEYİ gibi, yine bildiklerini yapıyorlar. Bizlere de stresi kalıyor.
Az kalsın unutuyordum…
Bir de arada sırada bana 200 lira civarında tazminat ödüyorlar!
TEDAŞ için Yaz- Kış fark etmiyor;
Yazın sıcaklardan ve yoğun kullanımdan, kışın hava muhalefeti, yağmur ve fırtınadan ANLIK ARIZA nedeniyle elektrik kesintileri sürüp gidiyor.
Bahaneler üreteceğinize iyi yatırım yapın, önleminizi alın!
Bu kadar anlık arıza mı olur?
İşinizi iyi yapıyorsanız neden bana tazminat ödüyorsunuz?
Neden gerektiği gibi iyileştirme yapmıyorsunuz?
Peki; işinizi iyi yapamadığınız halde neden çekip gitmiyorsunuz?
Ayrıca 186’yı aradığınızda bir anons daha var!
“Web sitemiz yenilendi, hayatınızı kolaylaştıracak çözümleri web sitemizde bulabilirsiniz” diyorlar.
Hayatımızı böyle göstermelik yöntemlerle kolaylaştırmayın…
Şikayetlerden utanın ve elektrik verin!
Kısacası;
Hastalıklar öldürmedi ama TEDAŞ beni öldürecek ve katilim olacak!
Sağlıklı kalın…
Özellikle de akıl sağlığınıza mukayyet olun!