Son günlerde yine ilginç olaylar yaşıyoruz!
İlginç diyorum,
Çünkü olmaması, konuşulmaması, görülmemesi, yaşanmaması gereken şeyler oluyor.
Hadi neler olduğuna bir bakalım…
…
Pınar Gültekin’i vuran, boğan, bir varile koyup yaktıktan sonra da üzerine beton döken sanığa tahrik indirimi uygulandı ve cezası 23 yıla indirildi. İnfaz yasasına göre yalnızca 14,5 yıl yatacak!
Kararın duyulmasının ardından birçok yerde, “Kararı kabul etmiyoruz” diyerek, eylemler başlatıldı.
…
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum MÜSİAD’ın toplantısında yaptığı konuşmada ekonomik krizin, muhalefetin uydurduğu sahte bir kriz olduğunu söyledi.
…
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, “Kral çıplak demenin vaktidir. Allah cesur olana izzet verir” diyerek iktidarı eleştirdikten sonra hedef tahtasına haline getirildi.
…
Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, “Bu toprakların çocukları bizim zaaflarımız, hırslarımız, açgözlülüklerimiz, hatalarımız yüzünden İslam’ı terk ediyor” diyerek günah çıkardı.
…
Artık ülkede polislerin bile can güvenliği yok!
Gebze’de yaşanan olayda; intihar girişiminde bulunan Suriyeli bir kişi, ifadesi alınmak için götürüldüğü polis merkezinde, bir polise yumruk atıp silahını aldıktan sonra 3 polisi vurarak yaraladı.
Birisi polisin silahını zorla alacak ve polisleri vuracak!
İlginç değil mi?
…
Daha bitmedi…
Afgan uyruklu bir orman işçisi, yayınladığı videoda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya şunları söyledi; “Bazıları. ‘Afganlar gitsin de orman işini biz yapalım’ diyor. Orman aslanların yeridir, çakalların yeri değil. Sen ancak baba parasını haşlarsın. Süleyman Soylu’ya sesleniyorum. Bizi gönderiyorsun ya, hani biz gittikten sonra sizin ormanı kim yapacak?”
İşte böyle…
Afgan uyruklu birisi kalkıp İçişleri bakanına söylenecek, bizlere de ormanın çakalların yeri değil, aslanların yeri olduğunu ve ancak baba parası haşladığımızı söyleyerek laf çaktıracak...
Allah aşkına şimdi bu olacak şey mi?
Bu yüz bulmak ve şımarıklık değil mi?
Halbuki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu AK Parti Gaziantep teşkilatının düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmada, “Elbette bir takım dertler sıkıntılar olabilir. Ekonomiye katkıları var mı, yok mu? Var! Afgan çobanları alalım tarımın ne olacağını hep birlikte görelim, bu düşmanlığın bir anlamı yok” diyerek güya Afganları savunmuştu!
…
Kaldığımız yerden devam…
Ankara’da Somali mutfağına ait Saab Restauranta yapılan polis baskını sırasında bir polis, “Sizi burada istemiyoruz, sınır dışı edeceğiz” dedi, sonra da DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu ile tartıştı.
Milletvekili Yeneroğlu bir canlı yayında “Can güvenliğim yok, sorumlusu Süleyman Soyludur.” dedi.
Yukarıda, polisin can güvenliğinin olmadığını belirtmiştim ama bir milletvekili bile can güvenliğinin olmadığını söyleyebiliyorsa vay halimize!
…
Bahçeli partisinin grup toplantısında yine şaşırtmadı. İlginçtir, sanki ülkede her şey yolundaymış gibi konuştu, üstüne bir de Netflix’e taktı. Konuşmasının bir bölümünde özetle, “Netflix’te küfür ve en seviyesiz esprilerin yer aldığı, sözde komedyenlerin rol aldığı diziler artık haddini aşmıştır. Aile hayatı son sığınaktır. Aile hayatının yağmalanması için planlı bir propaganda devrededir. Küfün etmenin neresine güleceğiz? Kadını metalaştıran, erkeği yozlaştıran ucube dizi sahnelerinin neresini beğeneceğiz?” dedi.
“İnsanın, arada bir kendinize bakın” diyeceği geliyor…
…
Dizi oyuncusu Yonca Türkman, İstanbul Gaziosmanpaşa’da 15. Kattaki evinin balkonundan düşerek yaşamını kaybetti. Türkman’ın evde yalnız olduğu belirtildi, olayla ilgili inceleme başlatıldı.
Allah rahmet eylesin ama böyle bir haberi okuyunca, özellikle de yaşamını yitiren bir kadın olunca, neden “birisi atmıştır” algısına kapılıyoruz?
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz ki, kafamızda bu tür sorular oluşuyor?
Ne dersiniz, bu algı bir gün gelir sona erer mi?
…
Sizi bilemem ama bana ilginç gelen bir örnek daha vereyim…
Beyaz TV’de cin çıkarma seansı yapıldı! Yasak olduğu için ekranlarda cin çıkarma seansı görmüyorduk, sonunda bu da oldu…
…
Bunlar olurken tabi ki zamlar da her gün artarak devam ediyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bile kabul ettiği hayat pahalılığında insanlar inim inim inlerken, ar damarı çatlamış olanlar ise ilginçtir; ekonomik krizin, muhalefetin uydurduğu sahte bir kriz olduğunu söyleyebiliyor…
Ne gam ama!
Bakalım daha neler göreceğiz?
Kalın sağlıcakla…