Kötü günler yaşıyoruz;
Sürekli yükselen enflasyon ve pahalılık…
Artık sonuna geldik deseler de, can almaya devam eden covid-19 belası…
Yanı başımızdaki Rusya-Ukrayna savaşı…
Adına ne derseniz deyin; göçmen, mülteci, sığınmacı politikası…
Gün sektirmeyen kadın cinayetleri…
İşsizlik…
Uzatmayayım en önemlisi de; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Sabredin, şükredin, hamdolsun, düzelecek” gibi telkinlerine rağmen artan umutsuzluk…
Bu kadar iç karartan günler yetmezmiş gibi bir de üstüne “nezaketsiz siyaset” eklendi. Siyaset dili daha da sertleşerek seviyesiz hale geldi, kirlendi.
Bizler siyasette nezaket beklerken, sözün nereye varacağı düşünülmüyor, çok rahatlıkla ve bilerek hakaret ediliyor, gelen tepkilere rağmen özür bile dilenmiyor.
Örnekler oldukça fazla ancak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu son 1 yıldır daha çok gündeme geliyor ve çok tartışılıyor. Özellikle Sedat Peker’in Bakan Soylu hakkındaki iddialarından sonra başlayan süreç, her geçen gün daha da sertleşerek devam ediyor.
Bakan Soylu’nun muhataplarıyla sürtüşmesi, iddialara yanıt vereceğine sürekli karşı suçlamalar yapması, üstelik bu suçlamaları yaparken burada yazamayacağım kadar hakaret dolu sözler söylemesi, daha kötüsü de bunu yaparken hedef gösteren kavgacı bir tavır sergilemesi dikkatlerden kaçmıyor.
Eski Kültür ve Devlet Bakanı Fikri Sağlar’ın bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada; “Hepimizin can ve mal güvenliğini korumak zorunda olan İçişleri Bakanlığı’nın başında Süleyman Soylu var ama aslında kendimizi O’ndan korumamız gerekiyor” demesi sizce de çok anlamlı değil mi?
Kötü günler yaşıyoruz ama ilginçlikler de oluyor.
İşte birkaç örnek;
Çok ilginç! Neden olduğu anlaşılmamakla birlikte müzik yasağı ısrarla devam ediyor!
Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisine katılan Nagehan Alçı, bombayı otobüsün ortasına koyuyor ve çekiliyor. Bomba patlıyor. Şimdi mi? Hasar tespit çalışmaları yapılıyor!
Bu da ilginç! TRT, 2023 yılında Netflix’e alternatif bir platform inşa edecekmiş. Filmlere, oyunlara yatırım yapmaya devam edecekmiş. Devletle millet arasındaki ilişkiyi güçlendireceklermiş. TRT kanalları izlenme rekorları kırıyor ya, az gelmiş! Şimdiden hayırlı olsun!
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşma yaparken Bakan Nebati’nin uykusu gelmiş! Uykuluyken hem alkışlıyor, hem de ağzını bile kapatmadan nezaketsizce esniyor!... “İnsanlık hali” diyebilirsiniz ama bunu çocuk yapmaz. Yapsa da, “Ağzını kapat” diye kızarız. Karşınızda Cumhurbaşkanı konuşuyor, koskoca bakansınız ve adınızın önünde “DOKTOR” yazıyor. Sizce de ilginç değil mi? Ne günlere kaldık, daha da kötüsü kimlere kaldık? Edep ya hu!
İlginç! Otoyollarda hız sınırı artırılacakmış. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, otobanlardaki azami hız sınırının 140 kilometreye yükseltileceğini söylemiş. Çalışmalar sürüyormuş ve 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacakmış. Ülkede geçim derdinde olan milyonlar var ama bir eli yağda, bir eli balda olanlar da var. Gözümüz yok, Allah daha çok versin! Onlar arabanın da en lüks ve hızlısına biniyor. Günahlarını almayayım ama otoyolda daha hızlı gitmek için hız sınırının artırılmasını istemişlerdir. “Otoyollarımız çok kaliteli ve hız yapmaya müsait” diyebilirsiniz ama sanmıyorum, öyle değildir. Şeytan bu ya, aklımı çeliyor işte!
Bir de en ilginç olanı var ki, akıllara zarar. Müjdeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi. 0,99 faizle konut kredisi verilecekmiş. Ülkenin neredeyse yarısı ücretli olarak çalışıyor ve geçimini kıt kanaat sağlıyor. Nasıl konut kredisi alacak? Hadi cesaret edip kredi aldı diyelim, taksitlerini nasıl ödeyecek? Ayrıca, zaten zorla ödedikleri kredi kartıyla geçinmeye çalışan, çoğu da icralık olan bu insanlara hangi banka kredi verecek? Olsun! Müjdeler verilir, insanlar da hemen konut kredisi kuyruğuna girer değil mi? Bu arada, kredi müjdesiyle birlikte ev fiyatlarının tavan yaptığı da söyleniyor…
Kötü ve ilginç günler yaşansa da umutlar kaybolmasın.
Bu düzen böyle gitmez!
Kalın sağlıcakla…