Her gün, her şeye yapılan zamlardan!
Ay sonunu getirememekten!
Borcu borçla kapatmaktan!
Düşmeyen enflasyondan!
“Düzelecek” diyenlerden!
Seviyesiz siyasetten!
En önemlisi de sabretmekten;
Sıkıldık!
Yorulduk!
Bunaldık!
Kızdık!
Üzüldük!
Bıktık!..
Öylesine yorulduk, öylesine kızdık, öylesine bıktık ki;
Son birkaç gündür sporda kazanılan şampiyonluklar buruk da olsa yüzümüzü güldürmeye yetti, mutlu olduk, gururlandık!
Tüm olumsuzluklara ve kötü gidişe rağmen; önce kadın boksörlerin takım halinde şampiyonluğu, ardından Anadolu Efes Erkek Basketbol takımımızın şampiyonluğu, sonunda da Vatıfbank Kadın Voleybol takımının şampiyonluğu bizleri az da olsa sevindirdi, mutlu etti!
Takımlarımızın şampiyonluğuna sevindik ama THY Genel Müdürü Bilal Ekşi’nin yaptığı paylaşımda; Üstelik turnuvaya sponsor oldukları halde, “EFES” kelimesini yazmayarak, “… VE ANADOLU KAZANDI” diye mesaj atmasına da üzüldük!
İnsan merak ediyor; “Anadolu Efes” yazsanız ne olurdu? Amacınıza ulaştınız mı?
……
CHP’nin düzenlediği “Milletin Sesi” mitinginde sahneye davet edilen temizlik işçisi Muazzez Hanımın, “8 yaşındaki çocuğum bir şey isterse alamam diye korkuyorum, markete gidemiyorum,” Sözleri de beni çok üzdü!
Hayat pahalılığı almış başını gidiyor, insanlar kara kara ne yapacağını düşünüyor, bir kadıncağız mitingde sahneye çıkıyor ve yaşadığı acıyı, üzüntüyü haykırıyor ama nafile, anlayan kim?
Bırakın anlamayı, insanlarla makara yapanlar bile var!
Bir süre önce BBP Genel Başkanı Destici’nin “Kasaptan et almıyorum, kuzu kestiriyorum” dediği gibi, AK Parti Ankara İl Başkan Yardımcısı Mehmet Yılmazer de, pazarda karpuzun dilimle satılmasına tepki gösteren bir vatandaşa sosyal medyada paylaşım yaparak cevap veriyor, “Batıya özeniyordunuz. Karpuzu eken yerliden değil, gidip marketten alırsanız bu olur. Ben her sene karpuz ekiyorum mesela” diyor. Tepkiler dinmeyince de, “Trolluk yapanları makaraya aldığım karpuz cevabına laf yetiştiren troller. Hadi ben makara yaptım…” diyebiliyor.
Ne hale düştük?
Bunu hak etmiyoruz!
Böyle gitmez, gitmemeli…
Artık yeter!
……
Çok yorulduk, çok bunaldık ama bitmiyor, bitmek bilmiyor!..
Bir televizyon programında, Kaftancıoğlu hakkında verilen kararla ilgili konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şöyle diyor; “Tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir Allah’ın kulu var mı? Bilmiyorum… Yok! O zaman sormak lazım. Yahu bu tweet attı da, tweetin içinde ne yazıyor? Soruşturma onun üzerine açılıyor.”
Allah aşkına yapmayın…
Aklımızla dalga geçmeyin!
Tamam işte; Tweet atılmış, içinde yazana da soruşturma açılmış!
Yani, “YOK!” demekle gerçekleri gizleyebilecek misiniz?
……
Bu arada, Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu 4 gazeteciyle kahvaltıda bir araya gelmiş ve kendisini tedirgin eden iki şey olduğunu söylemiş;
“Birincisi; A Haberi dinleyip, ‘bu iktidar giderse Türkiye batacak’ diye bir kanaate kapılanlar var. Bu yanılsama onların gerçeği görmesini engelliyor.
İkincisi de; ‘Bunlar nasıl olsa gidecek, kolay bir zafer kazanacağız’ diyen yaklaşım. Kolay zafer dürtüsü insanlara en büyük hezimetleri yaşatır. İktidarda da, muhalefetin belli kesimlerinde de kolay zafer beklentisi var.”
Davutoğlu’nun tedirginliği dikkatimi çekti, sizlerle de paylaşmak istedim…
……
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Milletin Sesi” mitinginde sık sık, “Bize katılın!” demesi de bana göre dikkat çekiciydi…
Bu söz, son günlerin modası haline gelen “Kararsız seçmen” kesiminde karşılık bulur mu? Ne dersiniz?
İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında “Bize katılın!” diye biten cümlelerden bazıları;
“Neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Demokrasi ve adalet mücadelesini kimseyi ayırmadan hep birlikte vereceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi yeniden inşa etmek için bize katılın!”
“Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız bize katılın!”
“Ödediğiniz vergilerin nereye harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın!”
“İsraf haramdır, yolsuzluk haramdır, yandaş kayırmak haramdır diyorsanız bize katılın!”
……
Bir de SADAT var!
SADAT önceleri kapalı kutu olsa da sonunda gündeme düştü ve çok konuşuldu. Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin emekli 23 subay ve astsubayla birlikte kurduğu SADAT’ın şimdiki Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi televizyon kanallarına çıkıp soruları “Silahlı bir yapı değiliz, bakın üzerimde silah yok... Korkmayın kimseye garezim yok… Bana değil ona sorun... Kılıçdaroğlu randevu almadı… Seçimlerde bir şey yapmayacağız, noterden taahhüt verebilirim... Belge gösterin, ispatlayın... Siyasetçi değilim... Bir oyum var gidip kullandım... Bilmediğim konuda ne diyeyim?... Sedat Peker görüşmek istedi ama biz görüşmedik… vs.” gibi alaycı cümlelerle, pek inandırıcı olmasa da cevaplandırdı.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, “SADAT’ın yöneticileriyle, kendileriyle yakından uzaktan alakam yok. Tanımam.” dedi.
Kısacası SADAT konusu da can sıkıcıydı, insanlar kızıyordu ama televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada gündem olması ve konuşulup tartışılması iyi oldu…
…..
Son dakika; Yine şehitlerimiz var!
Pençe-Kilit operasyon bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada 3 askerimiz şehit oldu, 4 askerimiz de yaralandı.
Çok üzüldük… Keşke bu acılar yaşanmasaydı!
Allah, 3 kahraman askerimize rahmet eylesin. Ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve milletimize sabırlar diliyorum. Dört kahraman askerimize de acil şifalar…
……
İşte böyle…
Sıkıldık, yorulduk, bunaldık, üzüldük, bıktık dedim ama arada bir sevinip mutlu da olduk.
Hatta, aklımızla bile alay edildi!..
Bakalım daha neler göreceğiz?
Daha çok sevineceğimiz, daha çok mutlu olacağımız günlere…
Kalın sağlıcakla…