Bu yazımda da, “Millet AÇIZ diyor” demeye devam edeceğim.
Bıktınız mı?
Ben bıkmadım!
Değişen bir şey yok ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan, gözleri ışıltılı bakan Nebati, bilumum iktidar yanlısı, hatta Bahçeli bile millete “SABIR” diliyor, millet ise hala “AÇIZ” diyor.
Milletten kopuk yaşayanlar, “Kral çıplak” sözünü duymak istemedikleri için halkın içine çıkamayanlar “SABIR” diledikçe ve Ağrı’daki gibi yemek görüntüleri paylaşıldıkça ben, “Millet AÇIZ diyor” demeye devam edeceğim.
Vatandaş yarın ne olacağını kestiremiyorken, bu ayı nasıl geçireceğim? Önümüzdeki aya nasıl çıkacağım? derdine düşmüşken, belirsiz günler için sabır dilemek bana anlamsız ve saçma geliyor.
İktidara yakın bir kanal olarak bilinen TGRT’de haber sunan Ekrem Açıkel bile artık eleştiriye başladı, “Rusya-Ukrayna savaşı başladığında petrolün varili 9 dolar, motorinin litresi de 17 liraydı. Petrol yükseldikçe akaryakıt fiyatları da arttı. Şimdi yine varili 9 dolara düştü. Son olarak motorine 1 lira indirim yapıldı. Yetmez ama evet(!) Motorin bu gün 21 lira. Aslında 17 lira olmalıydı” dedi.
Siz işinizi iyi yapın. Sabır dileyeceğinize açlığı, sefaleti bitirin. İnsanlar huzura ersin, biz de “AÇIZ” demeyelim. Millet, “Açız, çarşıda, pazarda bir şey alamaz olduk. Faturaları, kredileri, taksitleri ödeyemiyoruz” dedikçe, “Adayınız kim?”, “Göreceksiniz, Aralıktan sonra enflasyon düşecek”, “2053’e doğru emin adımlarla ilerliyoruz.”, “Biraz daha sabır” deniyor.
Biz felaket tellalları “AÇIZ” dedikçe, Cumhur İttifakı paydaşları hemen “terör”, ”dış güçler”, “beka” vs. gibi bahaneleri öne sürüyor, “Biz olmazsak vatan elden gider” diyorlar. Milletten gelen feryadı duymuyor ya da duymazdan geliyorlar. Gerçi ellerinde başka şey de kalmadı. Aynı senaryoları gündeme getiriyor, “Zillet” dedikleri ittifakı da dağıtma planları yapıyorlar.
En sonunda Bahçeli, “Bizim adayımız bellidir. Sizin çürük adayınız ne zaman ortaya çıkacak?”, “Vatan namustur. Namusun fiyatı ve ekonomik değeri olamayacaktır”, “Ekonomik sıkıntı varsa inanç, güç birliği yapar hepsini aşarız”, “Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti var olsun. Zamlar gelip geçicidir. Müslümana karamsarlık haramdır”, “İçinde bulunduğumuz zor günler yakında geride kalacaktır” dedi ve sözü “sabredin” demeye getirdi.
Yani, aç kalın ama sabredin, yeter ki vatan elden gitmesin.
Atatürk, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demedi mi?
Vatan niye elden gitsin?
Hangi vatan evladı vatanın elden gitmesine izin verir ki?
Geçin artık bunları…
Millet “AÇIZ” demesin yeter!
“Nerem doğru ki?”
Aslında atasözü vs. yazmaya korkuyorum ama bazen konu tam yerine geliyor, dayanamıyorum. Yine yeri gelmişken, hani halk dilinde süre gelen bir tabir var; Deveye sormuşlar, “Boynun neden eğri?” deve de, “nerem doğru ki?” demiş. Alın size bu tabire uygun 3 örnek;
1-Kaşıkçı Davası; Bakan Bozdağ, Kaşıkçı yargılamasının Suudi Arabistan’a nakledilmesinin yasaya uygun olduğunu söyledi. Yasaya uygun olabilir ama doğru mu?
2-Olmayan Üniversiteye rektör ataması; Resmi Gazetede yayımlanan bir kararla önce Ayvansaray Üniversitesi’ne rektör ataması yapıldı. Daha sonra bu karar Topkapı Üniversitesi olarak düzeltildi.
3-CHP Trabzon Gençlik Kollarının Squid Game göndermesi; Trabzon’da CHP’li gençler popüler dizi Squid Game kostümlerini giyip, partiye üye olma davetiyesi dağıttı. Bunun çok yaratıcı ve yenilikçi olduğunu söyleyenler oldu ama dizide oyuna katılanlar sonuçta teker teker ölüyordu. Ölüm temalı bir dizi nasıl olur da sırf popüler diye taklit edilir?
“Sonunda ölüm olsa bile!” demek için mi?
O dedi, bu dedi, şu dedi derken...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ha ondan sonra bu faizle, şunla-bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” sözünü de atlamayalım.
Ama Nazım Hikmet de zamanında; “Çok pahalı ödedim inanmanın bedelini” demişti.
Bu arada, az kalsın unutuyordum…
Bu yıl 1 Mayıs sloganı şuymuş;
“Bu düzen böyle gitmez”
Kalın sağlıcakla…